Hayvan Yemek ile ilgili 3 Efsane – ve Neden Gıda Teknolojisinin Bu Efsanelerin Üstesinden GelebileceÄŸi

Hayvansal etin alternatifleri, hayvan yemenin normal, doğal ve gerekli olduğu fikrini yıkıyor.
1989'da sosyal psikolog Melanie Joy, neredeyse kazara vejetaryen oldu. Kampilobakter bulaÅŸmış bir hamburgeri yedi ve o kadar hastalandı ki bir daha et yeme fikrini sindiremedi. Bu yüzden etsiz bir diyet için yemek piÅŸirmenin yeni yollarını öÄŸrenmeye, yemek kitapları okumaya ve araÅŸtırma yapmaya baÅŸladı.
Bu süreçte insan olmayan hayvanların çektiÄŸi acıları, fabrika çiftliklerindeki iÅŸçilerin çektikleri acıyı ve hayvancılığın neden olduÄŸu çevresel bedeli öÄŸrenmeye baÅŸladı.
Bu yeni bilgi onu ÅŸok etti.
“Beni öÄŸrendiklerimden daha fazla ÅŸok eden ÅŸey, konuÅŸtuÄŸum hiç kimsenin söylemem gereken ÅŸeyi duymaya istekli olmamasıydı. Demek istediÄŸim, yanıtları neredeyse her daim, 'Bunu bana söyleme, yemeÄŸimi mahvedeceksin' gibi ÅŸeylerdi."
Bu cümlelerin ailesinden ve arkadaÅŸlarından – zihninde ilerici ve sosyal deÄŸiÅŸim konusunda tutkulu olan kiÅŸilerden – gelmesine ise özellikle ÅŸok olmuÅŸtu.
KonuÅŸma hayvanları yemeye gelir gelmez, benimsedikleri tüm ilerici deÄŸerler birden yok oluyordu."
Joy, baÅŸka yönlerde ilerici olan insanlarda da bu fenomeni neden gördüÄŸünü bilmek istedi. Böylece okula geri dönüÅŸ yaptı ve doktorasını hayvan yemenin arkasındaki psikoloji üzerine yaptı. O zamandan bu yana bulgularını açıklayan birkaç kitap yazdı: Neden Köpekleri Seviyor, Domuzları Yiyor ve İnekleri Giyiyoruz ve Powerarchy: Sosyal DönüÅŸüm için Psikolojik Baskıyı Anlamak.
AraÅŸtırmasında, bir iktidar düzeni fikrine deÄŸindi: İnsanları, bir grup insanı veya hayvanı ahlaki deÄŸerlendirmeye daha az layık görmeye koÅŸullandıran bir inanç sistemi. Irkçılık, cinsiyetçilik sistemlerini haklı çıkarmaya çalışıyor olsak da, ya da hayvanlara yaptığımız muameleyi "karnizm" olarak tanımlıyor olsak da, atladığımız zihinsel çemberler birbirine çok ama çok benzer.
Future Perfect podcast'inin üçüncü sezonu için, Melanie Joy'dan insanların bu sistemlere katılımlarını meÅŸrulaÅŸtırma yolları konusunda bize rehberlik etmesini istedik ve – en azından hayvanlar söz konusu olduÄŸunda – yenilerini inÅŸa etmeye nasıl baÅŸlayabileceÄŸimizi sorduk.
AÅŸağıda, konuÅŸmamızın düzenlenmiÅŸ bir metni bulunmaktadır.
Sigal Samuel – Karnizm, et ile ilgili ideolojimize hitap ediyor. Fakat insanların etraflarındaki her türden varlığın ahlaki deÄŸeri hakkında nasıl düÅŸündüklerine dair daha kapsamlı bir ÅŸey var mı?
Melanie Joy – Kesinlikle. Karnizm üzerine yaptığım araÅŸtırmada, bu ideolojiyi gerçekten parçalamaya çalışıyordum ve ÅŸöyle diyordum, kendini nasıl bir arada tutuyor? Yapısını inceliyordum.
Karnizm, diÄŸer baskı sistemleri gibi yapılandırılmıştır. Dolayısıyla, tüm baskı sistemlerine -sınıfçılık, ırkçılık, cinsiyetçilik vb. – baktığımızda, bu sistemlerin hepsinin aynı temel yapıya sahip olduÄŸunu görebiliriz. Hepsi aynı zihniyeti yansıtıyor ve pekiÅŸtiriyor. Ve bu, ahlaki deÄŸer hiyerarÅŸisine olan inançtır: bazı bireylerin veya grupların ahlaki deÄŸerlendirmeye, saygılı davranılmaya diÄŸerlerinden daha deÄŸerli olduÄŸuna dair inanç.
Sigal Samuel – Özellikle hayvanlar söz konusu olduÄŸunda bununla baÄŸlantı kurmakta zorlanabilecek bazı insanlar olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Öyleyse, açıklığa kavuÅŸturmak adına, etle ilgili olmayan bu ahlaki deÄŸer hiyerarÅŸisinin bir örneÄŸini incelemeye baÅŸlayabilir miyiz? Beni, diyelim ki 1950'ler öncesine, küçük bir yolculuÄŸa geri götürebilir misin? O zaman kadınların hayatları neye benziyordu?
Melanie Joy – İkinci dalga feminizmden önce, kadınlar öncelikli olarak ev içindeki iÅŸlerle görevlendiriliyordu. Birincil kimlikleri ve deÄŸerleri, anne, eÅŸ, evin koruyucusu rollerini yerine getirmekten meydana geliyordu.
Daha spesifik olmak gerekirse, beyaz orta sınıf kadınların kimliÄŸi ve rolü buydu. Sosyoekonomik olarak dezavantajlı veya beyaz olmayan kadınlar hala çalışmak zorundaydı. Ancak yine de, yine de ev hizmetçisi olmak zorundaydılar, diÄŸer insanların evlerindeki ve kendi evlerindeki diÄŸer insanlara göre.
Ortalama bir kadın, bunun dışında kendine bir yol yaratmaya teÅŸvik edilmiyordu. Ve elbette, birçok kadın derinden tatmitsiz, derinden mutsuzdu.
Sigal Samuel – 1940'larda veya 50'lerde, pek çok erkeÄŸin hala karısını sevdiÄŸinden eminim. Hâlâ sevgi duyguları vardı. Öyleyse, eÅŸlerini belki de ahlaki çemberin dışında gördüklerini veya onlara karşı pek fazla empati kurmadıklarını söylediÄŸimizde tam olarak neyi kastediyoruz?
Melanie Joy – Birine karşı ÅŸefkat hissedebilir ve yine de onun ahlaki deÄŸerine iliÅŸkin algınız söz konusu olduÄŸunda, onu sizinle aynı düzeyde olmayacak ÅŸekilde algılayabilirsiniz.
Sigal Samuel – Tamam. Öyleyse, o zamanlar kadınlara bu ÅŸekilde davranmalarını haklı çıkarmak için insanların kullandıkları anlatılardan bazıları nelerdir?
Melanie Joy – Gerekçelendirme için üç adet anlatı vardı. Bu üç temel gerekçe tüm gücü korumak için kullanılmıştır: normal, doÄŸal ve gerekli.
Kadınların ev içi mutluluktan baÅŸka bir ÅŸey aramaması normaldir. Herkes yapıyor. Bu, uyum saÄŸlamanın en az direniÅŸe sahip yoludur ve bu yoldan sapmak, küçümseme ve utanç riskini göze almaktır.
DoÄŸal. Bu bahsettiÄŸimiz iÅŸ bölümü uzun süredir devam ediyor ve geniÅŸ kapsamlı. Bin yıldır var. Dünya çapında. Kadınlar – anlatı iÅŸte bu kısımdır – her zaman erkeklerin, ailenin ve evin hizmetinde olmuÅŸ ve olacaktır.
Ve tabii ki gerekli. Toplumun iÅŸlevi, ekonomi için ev iÅŸlerine bakacak birine ihtiyacımız var.
Sigal Samuel – Pekala, peki bu hayvanlar açısından nasıl sonuçlanacak? Hayvan yemenin normal, doÄŸal ve gerekli olduÄŸu konusunda kendimize söylediÄŸimiz efsane nedir?
Melanie Joy – İki tane efsaneye inanmayı öÄŸreniriz. Birincisi, hayvanları yemenin normal, doÄŸal ve gerekli olmasıdır. Ve diÄŸer efsane, hayvanları yememenin anormal, yapay ve gereksiz olduÄŸudur.
Yani bu tüm maÄŸara adamı diyeti durumu "doÄŸal olan" ile ilgili olacaktır. Her zaman hayvanları yediÄŸimizi veya çok uzun zamandır hayvanları yediÄŸimiz için olması gerektiÄŸi ÅŸekilde yemeye devam ettiÄŸimizi söyleyerek karnizmi haklı çıkarmayı öÄŸrendik.
Bin yıldır hayvan yediÄŸimiz doÄŸru. Bununla birlikte, en eski atalarımızın meyve yiyiciler olduÄŸu da doÄŸrudur ve bin yıldır süre gelen beslenme ÅŸeklimizin yalnızca küçük bir yüzdesi hayvanlardan gelmektedir.
Ve elbette, hayvanları yediÄŸimiz sürece tecavüz ediyor ve öldürüyoruz. Ancak bugün bu uygulamaların uzun ömürlülüÄŸünü bunun için gerekçe olarak kullanmıyoruz.
Hayvan yemenin hayatta kalmak için gerekli olduÄŸuna dair bu efsaneye inanmayı öÄŸrendik. Åžimdi bu efsane giderek çürütülüyor. Hayatta kalmak ve geliÅŸmek istiyorsak daha az hayvan yemenin gerekli olduÄŸunu öÄŸreniyoruz.
Bu efsaneyi Paleo diyeti veya keto diyeti gibi diyetlerde görebilirsiniz, eÄŸer eti ve çokçasını yemiyorsak bir ÅŸekilde hastalanacağımıza, rahatsızlanacağımıza, geliÅŸemeyeceÄŸimize dair bir inanç var.
Genellikle bu, hayvansal protein ile baÄŸlantılıdır: biliyorsunuz iÅŸte, hayatta kalmak ve geliÅŸmek için hayvansal proteine ihtiyacımız var. Elbette, bugün bu efsaneyi çürüten muazzam miktarda literatür var, ancak bu muhtemelen gerekli anlatısının esas aldığı efsane.
Sigal Samuel – Dünyayı etle beslemenin bir nevi gerekli olduÄŸu fikrine ne diyorsunuz?
Melanie Joy – BirleÅŸmiÅŸ Milletler aynı fikirde deÄŸil. Aslında tam tersi durum doÄŸrudur. Hayvan tarımının, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin, ormansızlaÅŸmanın, çölleÅŸmenin, tatlı su kaynaklarının tükenmesinin, hepimizi etkileyen, ancak özellikle geliÅŸmekte olan dünyadaki insanları etkileyen sorunların temel etkeni olduÄŸunu biliyoruz.
[Yazar notu: Joy, insanların cinsiyetçilik gibi bir sistemi nasıl meÅŸrulaÅŸtırdıkları ile hayvanları yemek gibi bir sistemi nasıl meÅŸrulaÅŸtırdıkları arasında bir paralellik olduÄŸuna inanmıyor.Bu gerekçelendirme sistemlerinin zayıflatılma ÅŸekillerinde paralellikler olduÄŸunu düÅŸünüyor. Bizim için cinsiyetçilikle ilgili bir karşılaÅŸtırma daha yaptı ama bu sefer ikinci dalga feminizmin baÅŸarısından dersler çıkarıyordu.]
Bir araya gelen birçok farklı faktör vardı, ancak 1960'ların baÅŸlarında gerçek bir geri dönüÅŸü mümkün kılan teknolojinin rolünü küçümseyemeyiz. Bulaşık makinesinin, elektrikli çamaşır makinesinin, doÄŸum kontrol hapının, ticari bebek mamalarının pazarlanmasının ve bulunabilirliÄŸinin ortaya çıkışını biliyoruz.
YaÅŸanılan ÅŸey ise, kadınların bu ev içi kölelik konumunda kalmaları gerektiÄŸini tartışmanın giderek zorlaÅŸmasıydı. Ev iÅŸlerini ve ev iÅŸlerini yöneten makinelere sahip olduÄŸumuzda, artık gün boyu evde birinin olması gerekmiyor.
Bir davranış bir seçim haline geldiÄŸinde, bir davranışı artık gerektiÄŸi gibi gerekçelendiremediÄŸimizde, o davranış daha önce sahip olmadığı ahlaki bir boyuta bürünür. Ve bu nedenle, bu teknolojik deÄŸiÅŸikliklerin çoÄŸu, toplumun feminizm meselesine, kadınlar için eÅŸit haklar meselesine daha açık hale gelmesine gerçekten yardımcı oldu, çünkü artık kadınları ev kölesi pozisyonunda tutmak için güçlü bir gerekçe yoktu.
Sigal Samuel – Öyleyse, hayvan yemeyle ilgili gerekli efsanesi proteine olan ihtiyacımız ise, dünyayı beslemek için buna ihtiyacımız var ise, ÅŸu anda bu fikirlerden bazılarını yıkabilecek yeni bir teknoloji var mı?
Melanie Joy – Evet, sahip olduÄŸumuz daha yeni teknolojiler. Biliyorsunuz, sadece beÅŸ yıl önce bile, bitki bazlı et ürünleri bugün olduÄŸundan tamamen farklıydı. Eski alternatiflerden çok daha lezzetli alternatifler var.
Yeni bitki bazlı ürünler var: et, yumurta ve süt ürünleri. Ve tabii ki, bazen kültürlü veya temiz et olarak adlandırılan ve hayvanların hücrelerinden yaratılan hücresel tarıma sahipsiniz.
Sigal Samuel – Bitkilerden ya da hücrelerden yetiÅŸtirilen eti aynı derecede lezzetli ve potansiyel olarak aynı derecede eriÅŸilebilir ve ucuz hale getiren bu uygulanabilir alternatiflere sahip olduÄŸunuzda, hayvan yemek giderek bir seçenek gibi hissettirebilir mi?
Melanie Joy – Kesinlikle. Hayvanları yemeye gerçekten ihtiyacımız olmadığı gerçeÄŸi hakkında farkındalık arttıkça, davranış bir seçim haline geldiÄŸinde, daha önce sahip olmadığı etik bir boyuta bürünüyor. Kendini rahat hissetmek ve bu davranışı haklı çıkarmak giderek zorlaşıyor.
Sigal Samuel – Çin gibi uzun zamandır hayvansal et muadillerine sahip diÄŸer ülkeler de var. Çin, örneÄŸin ördek gibi görünen ve tadına sahip olarak tasarlanmış hayvansal et muadillerini sundukları ortaçaÄŸ ziyafetlerine sahipti. Öyleyse neden ÅŸimdi hayvansal et yerine geçen ürünler kalkıyor ve farklı oluyor?
Melanie Joy – Motivasyonun olması gerekiyor. İnsanların uzun süredir devam eden alışkanlıklarını deÄŸiÅŸtirmek için motive edilmeleri gerekiyor. Ve motivasyon farkındalık gerektirir. Elli yıl önce, birçok insan hayvanları yemekten uzaklaÅŸmak için bile nedenlerin farkında deÄŸildi. İnsanların, kendileri için iÅŸe yarayan bir ÅŸeyin alternatifini neden isteyeceklerini gerçekten anlayabilmeleri gerekir.
Sigal Samuel – Gelecekte hiç et yemediÄŸimiz ve kimseye asla baskı yapmayacağımız harika bir dünyaya sahip olacağımız fikrine bir dakikalığına ÅŸüpheyle yaklaÅŸmak istiyorum.
Ortalama bir Amerikalı yılda 200 pound (90 kg) civarında et yiyor. Çin veya Hindistan gibi geliÅŸmekte olan ekonomilere baktığınızda, trend çizgileri öyle gösteriyor ki, ekonomik olarak geliÅŸtikçe ABD gibi ülkelerde sahip olduÄŸumuz yeme alışkanlıklarını takip edecekler, yani diyetlerinde daha fazla protein özellikle daha fazla et isteyecekler.
Öyleyse, tüm bunlar göz önüne alındığında, dünyanın bir ÅŸekilde bu eÄŸilimlerin üstesinden gelip yine de hayal ettiÄŸiniz geleceÄŸe doÄŸru ilerlemesi muhtemel mi?
Melanie Joy – Her ÅŸeyden önce, geliÅŸmekte olan ülkeler daha fazla et yemeyecekler. Halihazırda, daha çok et yiyorlar.
Vegan hareket tüm dünyada büyüyor. Vegan olmayan, ancak iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle ilgilenen birçok insan var. Fabrika çiftliklerinden gelen bazı kirlilik ve toksinlerle ilgileniyorlar. Ve böylece dünya çapında muazzam miktarda artan bir direnç var, karnizmin yayılmasına gerçekten meydan okuyor.
Alıntı: 3 core myths about eating animals — and why food tech may vanquish them
Yanıtlar