Mesele 3-5 Fayton DeÄŸil!

Günlerdir İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi önünde vegan aktivistlerin öncülüÄŸünde bir yaÅŸam nöbeti sürüyor. Bu yaÅŸam nöbeti gerçekten ölüme ve köleliÄŸe karşı bir direniÅŸ olarak ortaya çıktı. Zaten yaÅŸam nöbeti alanına yakın zamanda kaybettiÄŸimiz vegan aktivist Burak Özgüner'in adının verilmesi bile direniÅŸin öncülüÄŸünü cümle âleme hatırlatıyor. İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi önüne çadırları ile yerleÅŸen eylemciler bizi yaÅŸadığımız geçmiÅŸ direniÅŸlere götürüyor.
İktidarlar partiler deÄŸiÅŸiyor. Verilen sözler politik oyalamalar deÄŸiÅŸmiyor. Yarın bir gün muhatap olduÄŸumuz siyasetçiler "hayvanseverin daniskası" olursa ÅŸaşırmayız. Neticede devlet politikası olarak örgütlenen türcülük düzeniçi tüm unsurlar tarafından benzer bir bakış açısı ile yorumlanıyor. Her kim gelirse gelsin hayvan sömürüsü konusunda belli sınırları oluyor. Bu sınırlar en fazla refahçı çözümlere kadar geniÅŸliyor. Bu reformist ve refahçı politikalara karşı heteroseksüel, beyaz, sünni, erkek, navegan politikacıların dünyasında bütünleÅŸik özgürlük mücadelesi konusunda diretiyoruz.
Adalarda yıllardır hatta Ekrem İmamoÄŸlu'nun deyimiyle "üç nesildir" süren at köleliÄŸini sona erdirmek neden bu kadar zor? Faytoncular mı aç kalacak? Vegan Av. Viyan Kınalı'nın dediÄŸi üzere; Ekrem İmamoÄŸlu deÄŸil faytoncuların kendisini; sülalesini doyuracak olanaÄŸa sahip. Ancak bu hayvan özgürlüÄŸü kazanımı türcülük karşıtı hareketi ivmelendirecek bir baÅŸlangıç olabilir. Çünkü özgürlük adına kazanımlar çığ gibi büyüyerek ilerleyecektir.
DüÅŸünün kocaman bir çukur kazılıyor. İçerisine tam 81 can üst üste yığılıyor. Ve adalarda topraÄŸa ölüm siniyor. Nostalji olarak kalan 35 faytona bakınca ölen atlar hiç mi akla gelmeyecek? Adalara gittiÄŸinde insanlar bastığı her adımda ölüme dokunduÄŸunu bilerek yürümeyecek mi?
-Atlar bir takım kaçak yollarla adaya sokulmuÅŸ.
-Atlar çok iÅŸkence görmüÅŸ.
-Atların koşulları insafsızmış.
-Ruam hastalığına kapılan atlar bu çaresiz hastalıktan ölmeyi beklerken devlet eli ile öldürülmüÅŸ.
-Halk sağlığını tehdit eden bir durum varmış.
İşte tüm bu muameleye ve insanlara odaklı politikalar bizi maalesef ileri götürmüyor. Kölelik koÅŸullarını iyileÅŸtirmek deÄŸil, ortadan kaldırmak istiyoruz. İnsaflı muamele deÄŸil hayvanların haklarını teslim etmek istiyoruz. Biz veganlar hayvanlara acıdığımız için deÄŸil olması gereken bu olduÄŸu için veganız. İnsan merkezli, refahçı politikalar sonucu üç ay süre ile adalara fayton yasağı geldi. Oysa mesele ne 3-5 fayton deÄŸil; hayvanların mal statüsünü ortadan kaldırmak.
İBB önünde süren yaÅŸam nöbeti tüm bu insanmerkezli türcü aklın karşısında büyüyen bir direniÅŸtir. Bu akıl Ekrem İmamoÄŸlu ile sınırlı deÄŸildir, olamaz. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'dan Tarım ve Ormancılık Bakanı Bekir Pakdemirli'ye kadar kimse -yasalar tarafından azıcık üzerine düÅŸen- görevlerini yapmamıştır. İstediÄŸinde belediye olanaklarını engelleyip kendi belediyelerine imkân yaratan AKP rejiminden iktidar ortağı MHP'ye kadar kimse her ÅŸeye maydonoz olan akıllarını bu iÅŸe yormamıştır. Hatta yandaÅŸ basın ile eylemcilerin İBB protestosunu siyasi rant malzemesi yapmaya kalkmıştır. FaÅŸist düzen içi tüm bu akla karşı türcülük karşıtı mücadele sürüyor. Üstelik toplumsallaÅŸması için talebi yok etmeye yani toplumu deÄŸiÅŸtirmeye çalışıyoruz.
Bu sanıldığı kadar zor mu? Türcülük karşıtı mücadele artık kabına sığamayan bir politika olarak sokaklara taşıyor. SoÄŸukta çadırlarla İBB önünde nöbet tutan vegan aktivistler sadece atlar deÄŸil insan harici tüm hayvanlar için mücadele eden kölelik karşıtı direniÅŸçilerdir. Bu mücadelenin adı hayvan özgürlük mücadelesidir. Ve bunun asgari koÅŸulu vegan olmaktır. Vegan olmak öz savunmasını gerçekleÅŸtiremeyen köleleÅŸtirilmiÅŸ hayvanların haklarını gözetmenin en hızlı yoludur. Müdahil bir politika olarak hayatımızı baÅŸtan ayaÄŸa dönüÅŸtüren veganlık türcülük dışında gerçekleÅŸen ayrımcılıklarla da mücadele etmek zorundadır.
Hayvanların insanlarla eÅŸit gözetilme ilkesini saÄŸlamaya çalışırken insana nefret duymak umutsuzluÄŸu örgütlemektir. Bizler veganlığın politik olduÄŸu iddiasında olanlar hayvanların haklarını savunurken kim veya kimlerle karşı karşıya geleceÄŸimizi biliyoruz. Bu karşılaÅŸmanın kazanım ile sonuçlanması vegan dayanışma ve örgütlülüÄŸün gücüne baÄŸlıdır. Dünyayı altüst etmeye geliyoruz ve düzenle pazarlığa yokuz. Sınıfsız, sınırsız, özgür ve vegan bir politika üretmek zorundayız. Badem sütü yapmanın ötesine geçeceÄŸiz. SokaÄŸa taÅŸan direniÅŸ fazlasını yapmaya hazır olan hayvan özgürlüÄŸü mücadelesinin açık bir kanıtıdır. Ve Türkiye'nin dört bir yanından İstanbul'a yönelen vegan dayanışma örgütlü gücümüzün büyüdüÄŸünü, güçlendiÄŸini ve çok kıymetli olduÄŸunu gösteriyor. Türkiye'de bir hayalet dolaşıyor. Veganizm hayaleti…
Yanıtlar