Vegan/Vejeteryanlık İle İlgili Kitaplar

Tabağındaki Yüz- Jeffrey Moussaieff Masson
Jeffrey Moussaieff Masson, yediklerimizin sağlığımızı, ahlaki benliğimizi ve gezegenimizi nasıl etkilediğini gösterirken ağzımıza aldığımız her lokmanın arkasındaki kararların farkına varmamızı sağlayacak sorular soruyor: Hayvanları yemenin toprağımız, sularımız ve hatta küresel ısınma üzerindeki etkileri nelerdir? Çiftçilik yöntemlerinin hayvanlar ve insanları etkileyen sonuçları nelerdir?
Aynı zamanda bir psikanalist olan Masson, inkârın bizi çatalımızın ucundaki hayvanı düşünmekten nasıl alıkoyduğunu gösterirken bir yandan da tabağımızdaki etin bir zamanlar duyguları olan bir canlı olduğunu ve tabağımıza gelmeden önce büyük eziyete maruz kaldığını hatırlatıyor ve beslenme şeklimizdeki ahlaki çelişkileri ortaya koyuyor.
Tabağındaki Yüz, yazarın yirmi yılı aşan entelektüel, psikolojik ve duygusal deneyimlerini gıda devriminin bu çok önemli kitabında bir araya getiriyor. Gıda seçimi konusunda bilinçli olmak isteyen herkes veganlar, vejetaryenler ve et yiyenler bu kitaptan çok şey öğrenecek.
“Sağlıklı ve etik beslenmenin rehberi olan bu kitap, üslubuyla çok cana yakın ve faydalı güncel bilgiyle dolu.”
-J. M. Coetzee-
“Derin bir anlayış ve şefkatle dolu olan Tabağındaki Yüz, son yıllarda okuduğum en ilginç kitaplardan biri. Jeffrey Masson zeki olduğu kadar da bilge bir yazar. Bu, hayatınızı yaşama şeklinizi iyi yönde değiştirecek bir kitap.”
-John Robbıns, Healthy at 100, Diet for a New America ve The Food Revolution kitaplarının yazarı-
(Tanıtım Bülteninden)
Vejetaryenliğin Yararları- Sadık Hidayet
Modern İran edebiyatının büyük ustası Sadık Hidayet’in Yararları, vejetaryenliği kişisel bir seçim olmaktan öte, bir dünya görüşü olarak ele alıyor. “İnsan kan döküyor, zulüm tohumu ekiyor. O halde sonuçta savaş, acı, yıkım ve toplu kıyım biçecek. İnsanlık ilerlemeyecek, huzur bulmayacak; mutluluk, özgürlük ve barış yüzü görmeyecek etobur olduğu sürece.” Vejetaryenliğin Yararları, Mehmet Kanar tarafından Farsça aslından dilimize çevrildi.
Veganizm: Ahlakı, Siyaseti ve Mücadelesi- Zülal Kalkandelen- Can Başkent
Zülal Kalkandelen ve Can Başkent tarafından söyleşi biçiminde hazırlanan kitap, veganlık hakkında yazılmış ilk Türkçe kitap olma özelliğini taşıyor. Veganlığın felsefesini, siyasetini ve mücadelesini anlatan kitap, hem veganlar için hem de veganizmi anlamak ve öğrenmek isteyenler için geniş kapsamlı bir kaynaktır. Kitapta veganizmin beslenme boyutunun yanı sıra etik, ekonomik ve politik boyutlarına da değiniliyor. Bu kitap hem akıllarda yanlış bilgilenme sonucu yer eden görüşlere bir karşılık vermek, hem de veganizmi bir felsefe ve yaşam pratiği olarak merak edenlerin sorularına yanıt oluşturmak için kaleme alındı.
Hayvan Yemek-Jonathan Safran Foer
Yazar, tabağımızdakilerin et değil, hayvan olduğunu fark etmemizi sağlıyor.
“Bu kitap hayatınızı değiştirecek.”
Time Out
Neden kahvaltıda makarna yemiyoruz? Yemek yerken aldığımız kararları, neye dayanarak alıyoruz? Neden kuzu eti yiyoruz ama köpek eti yemiyoruz?
Köpeklerini seven Fransızlar, bazen atlarını yer.
Atlarını seven İspanyollar, bazen ineklerini yer.
İneklerini seven Hintliler, bazen köpeklerini yer.
Peki ya siz hangi hayvanları seviyor, hangilerini yiyorsunuz?
Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın ile Her Şey Aydınlandı’nın parlak yazarı Jonathan Safran Foer, bu kez tabağımızdaki yemeklerin öyküsünü anlatıyor. Hayvan Yemek, kurgulanamayacak denli dehşetli birtakım gerçeklerin bize sofralarımız kadar yakın olduğunu gösteriyor; insanın marifetlerini, tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Hayvan Yemek, bir vejetaryenlik çağrısı değil, bir uyanış çağrısı… Çatalımızı sapladığımız şeyin “ne” olduğunu, bize “neler olduğunu” görmekten çekinmeyenlere açık bir davet.
Tabaklarınızı ve midelerinizi doldururken bu sayfalarda yazanları göz ardı edemeyeceksiniz.
“Hayvan Yemek’i (eğer bu, uygun bir sözcükse) büyük iştahla okudum.”
Alain de Botton
Etin Cinsel Politikası- Carol J. Adams
Her on yedi saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Her bir saniyede yüzlerce hayvan öldürülüyor. “Dayak yiyen kadınlar” gerçekliği her gün yüzümüze çarpılıyor ekranlardan ve gazete sayfalarından. Çiftliklerin esir ettiği, mezbahaların katlettiği hayvanlar “marketteki et”e indirgeniyor günümüzde. Etin hem protein için zorunlu olduğuna hem de gücün kaynağı olduğuna inanmamız için örülen mit, aslında erkeğin potansiyel şiddet eğilimiyle üstünlük kurmasına neden oluyor. Etçilleri yiyen etçiller, kafamızdaki iktidar piramidinde en üste yerleştiriliyor ve bu haliyle gündelik hayatımızın her köşesine sızıyor. Reklamların neredeyse tamamında eti yenen hayvanların kadınsı temsil edilmesi ve erkek zihninde seks yapılacak kadının et veya piliç görüntüsünde olması yapbozu kendiliğinden tamamlıyor.
İşte Carol J. Adams bu kitapta, yukarıda sayılan olguları ve genel olarak ataerki ile et tüketimi arasındaki diyalektiği çözümlüyor. Ona göre, erkeklik inşasının önemli bir parçası başka bedenleri denetim altında tutmaktır; et yemek de bunun önemli bir aşamasını oluşturur. “Et yemek, erkek iktidarının her öğünde yeniden ilan edilmesidir.” Onun kuramıyla, pornoda veya sof-rada (aslında erkeğin yazdığı tüm “metinlerde”) parça parça tüketilen tüm adsızlar, “kayıp gönderge” olarak yeniden bedene kavuşuyor.
Bu kitap, kadın ve hayvanın tüm yönleriyle eş olduğunu savunmuyor; yalnızca şiddet ve tahakkümden beslenen erkek egemen kültürün yeri yurdu olmadığının, zayıf bulduğu her şeyi ve herkesi “erkek” tanımının dışına atarak alt edilecek bir öteki ilan ettiğinin, özneden nesneye indirgediğinin altını çiziyor. Yiyecek/giyecek başka bir şey yokmuşçasına, birtakım canlılara yaşarken kafesi, ölürken ise kan gölünü reva gördüğümüz sürece savaşları ve ayrımcılığı olumlayan eril şiddet kültürünün ve hiyerarşinin aramızdan ayrılmayacağını hatırlatıyor.
Bu kitapta ışık tutulan erkek şiddeti, kadın düşmanlığı, et yeme kültürü ve militarizm arasındaki bağlantılar, bugün de Carol J. Adams’ın yirmi yıl önce teşhis ettiği zamanki geçerliliğini koruyor.
-J. M. Coetzee-
(Tanıtım Bülteninden)
Hayvan Hakları ve Veganizm
Hayvan Hakları ve Veganizm, bağdaşık iki konu üzerine yazılmış klasik metinlerden oluşan özgün bir seçki. Plutarch, Wagner, Singer, Reclus, Alcott gibi yazar ve kuramcılar meseleyi etik, politika, felsefe, ekoloji gibi birçok farklı alanda tartışıyor. Zülal Kalkandelen’in sunuş yazısıyla hazırlanan kitap, tartıştığı alan üzerine farkındalığı arttırmak için sunulmuşalternatif bir tasarıdır.
(Arka Kapak)
Hayvan Haklarına Giriş- Gary L. Francione
Önde gelen hayvan hakları kuramcılarından biri olan Gary L. Francione, “radikal” fikirleri ile diğer kuramcılardan ayrılıyor. Bu kitapta, hayvanları koruma kanunlarında temel alınacak kadar yaygınlaşan “insanca muamele” ilkesinin pratikte hiçbir hükmünün olmadığını savunuyor. Ona göre, hayvanlar insanların malı olduğu sürece, hayvanların acısını azaltmaya yönelik hukuksal düzenlemeler bir anlam ifade etmeyecektir. Çünkü mal sahibinin çıkarları, her zaman malının çıkarlarından öncelikli olacak ve bu gibi durumlarda hayvanların payına yine zulüm düşecektir. Francione, hayvanlarla ilgili görülen davalardan örnekler vererek, hayvanlara yönelik bariz işkencelerin bile mevcut hukuk sistemlerinde nasıl meşrulaştırıldığını gösteriyor. Ona göre, kölelik sorunu nasıl ki kölelerin durumlarını düzelterek çözülemediyse, hayvanların kurtuluşu da ancak hayvanların mal statüsüne son verilmesi ile mümkündür. Peki, bu konuda umut var mı? Yerleşik kanılarımızı sarsacak bu kitaba önsözüyle katkıda bulunan bir başka önemli hayvan hakları savunucusu Alan Watson şöyle söylüyor: “İnsan-hayvan ilişkileri etrafındaki tartışmaların uzun bir geçmişi var, ama ufukta herhangi bir çözüm görünmüyor. Yine de bence bu konudaki bakış açısı değişmek üzere. Francione’nin bu cesur ve ufuk açıcı kitabının, biz insanların hayvanlara yönelik bakışımızda ve bu bakışın onlara karşı davranışlarımıza yansıma biçiminde bir dönüm noktası yaratacağına inanıyorum.”
Hayvan Özgürleşmesi-Peter Singer
XIX. yüzyıldan bu yana tekrarlanan çok sayıda deneyde sayısız hayvanın ısıya tabi tutulduğunu ve bu deneyler sonucunda hayvanların sıcaktan fenalaşıp öldüğü dışında bir bilgiye ulaşılamadığını biliyor muydunuz? Dünyada her yıl milyonlarca hayvan, hiçbir somut fayda beklentisi olmadan, buna benzer deneylerde ısıtılıyor, donduruluyor, zehirleniyor, aç bırakılıyor, parçalanıyor, depresyona sokuluyor, ruh hastası yapılıyor. Her yıl yaklaşık 50 milyar hayvan, eti için öldürülüyor. Bunların büyük bir kısmı “sınai hayvancılık” teknikleriyle yetiştiriliyor, hayatlarının her saniyesinde acı çekip bazen hiç güneş ışığı görmeden ya da toprağa ayak basmadan öldürülüyorlar. Dünyanın her yerinde milyonlarca vejetaryen, bunun bir zorunluluk olduğu iddiasını giderek daha çok geçersiz kılıyor. “Spor” amaçlı avcılıkta, kürk sanayinde, eğlence sektöründe ise hayvanlara acı çektirmek için herhangi bir gerekçe göstermeye bile gerek duyulmuyor. Sürekli ahlâk, adalet ve eşitlik gibi kavramlardan söz ediyor, ama sıra hayvanlara gelince birdenbire apayrı bir ahlâk anlayışına geçiyoruz. Bu anlayışın özeti şu: Güçlü olan haklıdır ve kendisini savunacak gücü olmayan bir varlığa canımızın istediği gibi davranabiliriz.
1970’lerde bu anlayış ilk kez güçlü bir protestoyla karşılaşmaya başladı. İlk baskısı 1975’te yayımlanan Hayvan Özgürleşmesi bu sürecin en önemli kilometre taşlarından biriydi. Singer bu kitapta hem hayvanların ahlâksal statülerine ilişkin bir kuram geliştiriyor, hem onlara yaklaşımımızın gerisindeki ideolojiyi irdeliyor, hem de hayvan deneyleri ve hayvancılık sanayilerini inceleyerek bu ideolojinin uygulamada yol açtığı zulmü ortaya koyuyor. Yayımlandığı günden bu yana çok büyük bir ilgi gören, dünyanın her yerinde çok sayıda hayvan hakları derneğinin kurulmasını sağlayan, milyonlarca insanın vejetaryenliği seçmesine yol açan, birçok kişi tarafından “modern hayvan hakları hareketinin kutsal kitabı” olarak nitelendirilen Hayvan Özgürleşmesi bugün hâlâ bütün dünyada bu konudaki tartışmaların merkezinde yer alıyor.
İnsan Neden Vegan Olur? -Gary L. Francione- Anna Charlton
Hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesini veya bir hayvanın ortada hiçbir neden yokken öldürülmesini yanlış buluyor musunuz? Mesela biri durup dururken bir yavru kediyi gözünüzün önünde tekmelese ona müdahale eder miydiniz? Bunu sormak bile saçma, öyle değil mi? Çünkü sırf canımız öyle istedi diye hayvanlara acı çektiremeyeceğimizin, hatta bunun bir suç olduğunun hepimiz farkındayız. Yazılı olmasına gerek dahi olmayan evrensel ahlaki yükümlülüklerimizden biridir bu ilke.
Şimdi de yavru kedinin yerine mesela bir kuzuyu ya da bir buzağıyı koyun. Arada bir fark var mı? Eğer yoksa, o halde bu hayvanları neden öldürüp yiyoruz? Bunun için sağlam bir gerekçemiz, geçerli bir sebebimiz var mı? Yol açtığımız bunca acıyı ve ölümü zorunlu kılan şey nedir? Yoksa hemen her gün, üzerinde bir an bile düşünmeden yaptığımız şey yavru bir kediyi tekmelemekten farksız mı?
Uzun yıllardır vegan yaşayan hukuk profesörleri Gary L. Francione ile Anna Charlton, hayvanlara davranış biçimimiz ile hayvanlara dair duygu ve düşüncelerimizin nasıl ve neden çeliştiğini bu sarsıcı kitapla gözler önüne seriyor. Vegan beslenme söz konusu olduğunda “İyi ama…” diye başlayan otuzdan fazla itirazı ve soru işaretini tek tek tartışan yazarlar, hayvanlar konusundaki ikiyüzlülüğümüze tuttukları aynayla bizi hayatımızın en önemli yüzleşme deneyimlerinden birine davet ediyorlar.
(Tanıtım Bülteninden)
Kafesler Boşalsın-Tom Regan
“Aç müşteriler kafeslere doldurulmuş kedi ve köpekleri inceliyorlar, aralarında hayvanlar hakkında yorumlar yapıyor; sonra da kararlarını veriyorlar. Nihayet bir adam, metal bir maşayla uzun tüylü bir kediyi kafesinden hızla çekip alıyor ve apar topar mutfağa sokuyor. (…)
O uzun tüylü beyaz kedi bunca yıl nasıl da aklıma takılıp kalmış! Onun o acınası durumunun benim için insan sömürüsünün pençesine düşmüş tüm hayvanların durumunu sembolize etmesinden olsa gerek. Hiçbir suçu olmayan tüm o masumların sembolü. İnsan hoyratlığıyla karşı karşıya kalan tüm çaresizlerin sembolü…” Hayvanlar konusundaki duyarlılığının nasıl geliştiği hayvan hakları hareketinin önde gelen entellektüellerinden Tom Regan böyle anlatıyor. Kafesler Boşalsın’da, insan türünün hayvanlar üzerindeki tahakkümünün örnekleri gözler önüne seriliyor. “İnsanların hayvanlara korkunç şeyler yapmaktan vazgeçmeleri!” gibi basit bir talebi dillendiren hayvan hakları savunucularının, teorilerini ve eylemlerini hangi düşünce ve değerlere dayandırdıkları, mücadelelerini hangi felsefî saiklerden yola çıkarak ördükleri açıklanıyor. Kafesler Boşalsın, türe dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan hayvan hakları mücadelesinin felsefî kilometre taşlarından…
Vegan ve Anarşi- Élisée Reclus
“1930-1905 yılları arasında yaşamış Fransız coğrafyacı Élisée Reclus anarşist ve Marksist ilk coğrafyacı olarak bilinmekte. Élisée Reclus’a göre, coğrafya siyasi sorunları görmezden gelemeyeceği gibi, bu sorunların önemini ortaya çıkarmaya, ya da en azından daha iyi bir şekilde ortaya koymaya izin verir. İsmi önemle unutturulmaya çabalanan düşünür, Türkçeye ilk defa bu önemli iki metni ile tercüme edilmiş olmaktadır. Anarşi Üzerine ve Vegan Üzerine…”
(Tanıtım Bülteninden)
Vegan Beslenme- Dr.Murat Kınıkoğlu
Bu kitap size değişikliğe, daha uygar, etik ve daha sağlıklı bir beslenmeye davet ediyor. Hayvansal ürünlerle beslenmek yalnız kalp damar hastalıkları ve kanseri değil, başka pek çok hastalığı da tetikler. Buna karşılık vegan beslenme, yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun, herkesin sağlığını olumlu etkiler. Doğru beslenmeye ne kadar erken yaşta başlarsanız, sağlıklı yıllarınız o kadar uzun olur. Bugünden bitkisel beslenme alışkanlığı kazanarak gelecekte kalp krizi, felç, şeker, kanser gibi hastalıklara yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz. “Vegan Beslenme” diğer canlıların yaşama arzularına saygılı olmak adına, kendini değiştirme yoluna gitmenin ilk adımıdır. Her gün modern dünyadaki ilerlemelerden, uygarlıktan, özgürlüklerin gelişmesinden, bahsedip duruyoruz; dünya gerçekten değişiyorsa, gerçekten özgürleşiyorsa, kendi çıkarlarımız için başka canlıları öldürmeye son vermemiz gerekmez mi? İnsanlığın bugüne kadar tüm savaşlarda öldürdüğü insan sayısından daha fazla hayvanı bir haftada öldürüyoruz. Uygar olduğu iddiasındaki günümüz insanının, duyguları olan bir yaratığı öldürmesini ya da acı çektirmesini kabul edemeyiz. Vegan Tarifler Güne sağlıklı başlamanızı sağlayacak 14 kahvaltı… Yemeklerinizi lezzetlendirecek 32 harika sos tarifi… Az yağlı 19 çorba… Hazırlaması kolay, lezzetli 101 yemek tarifi… Ve tadına doyamayacağınız 24 vegan tatlı.
Veganlığa Ezoterik Bakış-Türkan Ruhsar
Vejeteryenlik ve veganlıkla ilgili birçok bilimsel ve felsefi yazı, makale ve kitap yazıldı, araştırmalar yapıldı, videolar çekildi. Bazıları bizi düşündürdü, bazıları duygulandırdı, bazıları ise dehşete düşürdü ve ruhumuzu derinden sarsıp silkeledi. Ayrıca son yıllarda hayvan sevgisinin konu edildiği çok güzel filmler gösterime girdi. Tüm bu çabalar umut vericidir ve çağdaş dünyanın insanı uzaklaştırdığı hayvanlar, bitkiler ve tüm doğa ile bağını yeniden tesis etmesi yönünde büyük bir değer taşıyorlar. Sevgili Türkan Ruhsar’ın bu eserinin de konuya önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Veganlığın belki de ilk defa ruhsal ve ezoterik bilgilerin ışığında değerlendirildiği bu kitap, küresel sermaye sahiplerinin kasıtlı olarak gizledikleri çok önemli okült bilgileri ifşa ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü- Zülal Kalkandelen
Gazeteci, yazar, hayvan özgürlüğü aktivisti Zülâl Kalkandelen, Türkçe’de alanında hazırlanmış en kapsamlı telif çalışma olma niteliğini taşıyan kitapta, konuya ilişkin kabul görmüş dar kanâatler üzerine metinlerarası bir eleştiri kuruyor. Feminizm, çevrecilik ve Marksizm’in hayvan hakları açısından eleştirilerine yer verilen kitap, tüm duyarlı canlılar için yaşam hakkını ve hayvan özgürlüğünü savunan veganizmin insanlığın evrimindeki önemine vurgu yapıyor. Yaşadığımız gezegende insan, hayvan ve yeryüzünün özgürlüğünün ancak bir arada gerçekleşebileceğinin altını çizen yazar, veganizmin gelişimini tarihsel süreçte ele alarak açıklıyor.
Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü adlı kitapta, uluslararası alanda tanınmış veganlar ve hayvan özgürlüğü aktivistleriyle röportajlara da yer veriliyor. Müzisyen Moby ile veganlık ve yaşam hakkı; müzisyen ve yazar John Robb ile veganlık ve punk ilişkisi; Kuzey Amerika Hayvan Özgürlüğü cephesinin kurucularından Dr. Jerry Vlasak ile ALF’yi ve doğrudan aksiyon; avangart noise müzisyeni Keiji Haino ile veganlıkla ilişkilendirdiği Japon “Ma” konsepti, ABD’nin ilk vegan başkan adayı Clifton Roberts ile hayvan hakları mücadelesinin siyasetteki yeri hakkında yapılan röportajlar, farklı bakış açılarını yansıtan bir çeşitlilik içeriyor.
“Gün gelecek, insanlar için adaleti savunanlar, hayvanlar için de adalet isteyecek. Gün gelecek, her duyarlı canlının yaşam hakkı olduğunu herkes kabul edecek. İşte o gün dünya daha yaşanılabilir bir gezegen olacak!” – Zülâl Kalkandelen
Yoga ve Vejetaryenlik- Sharon Gannon
Sharon Gannon’a göre, yoga uygulamasının en önemli tek kısmı, vejetaryen beslenmeye, yani gereksiz zalimlikten, zarar vermekten ve adaletsizlikten uzak bir diyete katı bir şekilde bağlı olmaktır. Gannon’un sunduğu hakikat ve bilgelik, binlerce yıllık bir spiritüel uygulama geleneğinden geliyor ve Gannon bu uygulamaların modern yaşam tarzlarında nasıl uygulanacağını açıklıyor.Vedik gelenekler üzerine yaptığı çalışmalardan yararlanarak yoga uygulamalarının tarihsel ve yapısal olarak etik vejetaryen yaşam tarzına nasıl bağlı olduğunu inceliyor. Birbiriyle bütünleşik olan yoga ve vejetaryenlik, fiziksel ve spiritüel uyum için bir yapı oluşturuyor ve bu ikisi birlikte uygulandıklarında sadece fiziksel sağlığa değil aynı zamanda spiritüel aydınlanmaya da giden bir yol sunuyorlar.
“Sharon’ın yazıları konuştuğu gibi yaşamaya olan bağlılığından doğar. Öğrettiği diğerkamlığın vücut bulmuş hâlidir ve hem müzisyen olarak hem de barış işçisi olarak sürdürdüğüm hayatım üzerinde çok derin bir etkisi vardır. Sharon kendisi bir örnek olarak, beni her nefeste ve her gülümsemede söylediğim şeyi kastetmeye ve kastettiğim şeyi söylemeye teşvik eder.”
-Mıchael Frantı, Müzisyen, aktivist ve Food for the Masses kitabının yazarı-
“Sharon Gannon, yoga ve vejetaryenliğin mükemmel ortak yaşamını çok güzel bir şekilde gözler önüne seriyor. En düşünceli, spiritüel, hassas uygulamanın en sağlıklı, zararsız, hayatla barışık diyetiyle birlikteliği; bundan daha sezgisel, faydalı ve gerekli ne olabilir?”
-Rory Freedman, New York Times Çoksatanlar Listesi’nde 1 numara olan Skinny Bitch kitabının yazarlarından-
“Jivamukti Yoga’dan ahimsa uygulaması hakkında öğrendiğim şey sadece zararlı bir uygulama olan et yemeyi kesmem için değil, aynı zamanda gezegenimizi paylaştığımız hayvanları savunanların davalarını desteklemem için de bana ilham erdi. Hayvansal ürünleri yemekten uzaklaşmanın beni daha mutlu yaptığını ve bana sakin bir hayat sunduğunu anladım. Bir Yogi olarak, katı ifadeler kullanmaya daha az eğilimliyim ama şunu hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim: Hayvanların ya da gezegenin yıkımını destekleyen biri Yoga hâline ulaşamaz. Bu nedenle, en büyük ve tek insani amaç olan Kendini-gerçekleştirmeye odaklanan herkese bu kitabı ve bu fikirleri tavsiye ederim. Hakikati arayan arkadaşlar, bu kitabı aydınlanma yolculuğunuzda bir araç olarak kullanmanızı öneririm.
-Russell Sımmons, Rush Communications’ın CEO’su ve Do You!: 12 Laws to Access the Power in You to Achieve Happiness and Success kitabının yazarı-
“Sharon kalbiyle hareket etmekten korkmayan biri ve muhtemelen bu yu?zden de radikal sayılıyor. Çoğumuz aynı şeyleri hissetsek bile belki de zihnimiz veya yetiştirilişimizden gelen kalıplar bizi dizginliyor. Sharon ise sorgulamaktan ve hissetmekten korkmadan, aykırı olmaktan gocunmadan gerçekleri gösteriyor. Yoga felsefesine bu kadar hâkim ve araştırmacı bir ustadan bu fikirleri belki de ilk kez duyacaksınız, belki de Sharon’ın bunları defalarca anlattığını hatırlayacaksınız. Umarım bu kitaptan faydalanırsınız ve umarım öğrendiklerinizi, fark ettiklerinizi siz de etrafınıza cesurca iletebilirsiniz. Beklediğiniz kurtarıcı kendinizden başkası değil.”
(Tanıtım Bülteninden)
Peynir Tuzağı-Neal D. Barnard
New York Times çoksatan yazarı Dr. Neal Barnard, tehlikeli bir bağımlılık yaratan peynirin sağlığınıza nasıl zarar verdiği hakkındaki şoke edici gerçekleri açığa çıkarıp kilo verebilmenizi ve daha iyi hissetmenizi sağlayan radikal bir plan sunuyor.
Bize her zaman süt ürünlerinin vücudumuz için faydalı olduğu öğretildi ancak işin aslı peynirin tehlikeli olabileceğidir. Kalori, yağ ve kolesterolle yüklü peynir kilo almanıza neden olurken, yüksek tansiyondan eklem rahatsızlıklarına kadar birçok hastalığa sebep olabilir. Daha kötüsü, beyinde morfin ve eroin gibi ağır uyuşturucular ile aynı reseptörleri etkileyen, bağımlılık yaratan hafif düzeydeki uyuşturucuları da içerir. Peynir Tuzağı’nda Dr. Neal Barnard, kilo verebilmeleri, enerji kazanmaları ve genel sağlıklarını iyileştirebilmeleri için okurlara peynir bağımlılıklarından kurtulabilmelerine yardımcı olacak kapsamlı bir plan sunuyor. Bu kolayca uygulanabilir beslenme planı pizza, lazanya, dondurma ya da cheesecake için duyacağınız en büyük arzuyu bile bastıracak sağlıklı tarifleri de içeriyor.
“Tıbbın on sene sonra nerede olacağını görmek istiyorsanız, bugünden Dr. Neal Barnard’ın kitabını okuyun.”
-Dr. Dean Ornish, The Spectrum ve Dr Dean Ornish’s Program for Reversing Heart Disease’in New York Times çoksatan yazarı
“Peynir Tuzağı, peynirin sağlıklı bir gıda olduğu söylemlerinin sadece efsaneden ibaret olduğunu bir bir ortaya çıkarıyor ve peynirin gerçekte nasıl üretildiği ve sağlıksız olduğu konusunda gözlerinizi açıyor.”
-Dr. Joel Kahn, Klinik Tıp Profesörü ve The Whole Heart Solution’ın yazarı
“Bu bilgilendirici ve eğlendiren kitap, peynirin neden günlük beslenme alışkanlığımızın bir parçası olmaması gerektiğini açıkça anlatıyor. Kesinlikle tavsiye ederim!”
-Dr. Ted D. Barnett, Rochester Lifestyle Medicine’in Tıp Direktörü ve CEO’su
“Peyniri seviyor musunuz? Bir daha düşünün! Dr. Barnard canınız pahasına peynirden neden uzaklaşmanız gerektiğini anlatıyor.”
-Rip Esselstyn, The Engine 2 Seven-Day Rescue Diet’ın New York Times çoksatan yazarı
“Dr. Barnard dünyanın en büyük bağımlılıklarından biri hakkında konuşuyor. Bitki odaklı bir diyete başlamaya teşvik edilmek isteyen herkes okumalı.”
-Chad Sarno ve Derek Sarno, Wicked Healthy’nin kurucuları
(Tanıtım Bülteninden)
Keyifli okumalar…
Yanıtlar