Hayvan deneyleri meselesi yıllardır hayatımızda ancak gündemde değildi. Bu günlerde de ‘Save Ralph’ adlı kısa filmle böylesine öne çıkınca ben de tekrardan konuya değinip bir yazı yazmak istedim. İşte tüm gerçekleriyle hayvan deneyleri…
Bir AVMye gittiğinizi var sayalım. Sayısız kozmetik giyecek kişisel bakım parfüm seçeneklerinizin birer birer önünüze dizildiği bu koca AVMde size hitap edecek ürünü seçmenizdeki kriterleriniz neler olurdu?
Üzerinize tam oturması ve tarzınızı yansıtması mı veya saçlarınızı pasparlak sızı 10 yaş genç göstermesi mi bunlar makul istekler gibi görünse de kriterlerinizi etik yönden 1 tık ileri taşımak size nasıl hissettirirdi?
Şahsen kimse üstünde tabiri caizse bir hayvan cesedi taşımak istemez veya gözüne çektiği eyeliner adına kaç havan katledildi düşünmez. Sahi elinizde tuttuğunuz eyelinerın kullanma önerisinin yanında ürünümüz için 150 hayvan katledilmiştir keyifli kullanımlar yazsaydı bir duraksamaz mıydınız?
Cruelty free ibaresini duymadan önce ben de sadece zevklerime hitap eden ürünleri sepetime atıp perde arkasını asla kurcalamıyordum. Ta ki veganizm ideolojisiyle karşılaşana kadar. Bu ideoloji yüzüme öyle sert çarptı ki hem beslenme yönünden hem kullandığım aklıma gelebilecek tüm ürünlerin perde arkasından bir haber olduğumu hiçbir sömürünün farkında olmadığımı ne kadar bilinçsizce seçimler yaptığımı bana öğretti.
Cruelty free tanımına geri dönecek olursak Türkçe karşılığı olarak zulüm içermeyen olarak çevrilebilir. Bu ibare ürünlerde hayvan sömürüsüne yer verilmediğini gösterir. Bir diğer benzer ibare olan leaping bunny logosunu ürünlerde görmüşsünüzdür. Eğer bir ürünün üzerinde bu logodan varsa içiniz rahat olabilir. Ürünün hayvanlar üzerinde test edilmediğini tüketiciye gösterir. Altta yer alan linkten deneysiz markalara erişebilirsiniz.
https://www.leapingbunny.org/shopping-guide
Peki bir hayvanın sömürülüp katledilmesinin top noktası nedir, gördüğümüzde tatlılığından dişlerimizi sıktığımız tavşanlara guineapiglere kedilere köpeklere maymunlara en fazla ne yaşatılıyor olabilir?
Gözümüze çektiğimiz eyelinerların alerjik reaksiyon gösterip göstermediği piyasaya sürülmeden önce nasıl anlaşılır. Ve asıl soru alternatifleri varken sırf bizi güzel gösterecek diye uğrunda yüzlerce hayvanın acı çektiği felç geçirdiği zorla kafeslere kapatılıp saatlerce uykusuz bırakıldığı ve hatta öldürüldüğü ürünleri kullanmaya daha ne kadar devam edeceğiz?
Bu makalemde size yaygın olarak kullandığımız ürünler üzerinden örnekler vererek neden hayvanların sömürüldüğü ürünleri kullanmamalıyız ve kullandığımız takdirde başlarına neler gelmeye devam edecek alternatifler neler onlardan bahsedeceğim.
Türkiye’de ve dünyada köpekler kediler tavşanlar kuşlar fareler ve aklınıza gelebilecek çok daha fazla tür üzerinde deneyler yapılmaya ve bu deneyler sonucunda yüzbinlerce hayvan hayatını kaybetmeye veya geri dönüşü olmayan kalıcı hasar almaya devam ediyor.
Bu deney ve sömürüler o kadar yaygın ki elimize aldığımız çoğu kozmetik ve bakım ürününün ardında hayvanların acı çığlıkları darmadağın olmuş psikolojileri ve yaşadıkları ağır travmalar yer almakta hatta bir hayvan yapılan deney sonucunda ölmezse veteriner hekimler tarafından uygun görüldüğü taktirde tedavisi yapıldıktan sonra denek olarak birden fazla kez işkenceye katlanmak zorunda bırakılabilir.
Kozmetik sektöründeki hayvan deneylerinin büyük çoğunluğu ürünün cildi ve gözleri tahriş edip etmeyeceğini anlamak için yapılır. Bu deneylerde kullanılacak sömürülecek hayvanlar minik tel kafeslere alınır. Çoğunlukla bağlanır, ses çıkartabilecek olanların ses telleri opere edilerek alınır ve testlere bu şekilde başlanır. Sonrasında uygulama deriye yapılacaksa en hassas ve cevap alınabilecek bölge tıraşlanarak kozmetik, kimyasal vb. ürünler bölgeye uygulanır ve vücudun vereceği cevap gözlenir. Hayvanlar çoğunlukla kimyasalın etkisiyle haftalar içinde acı çekerek ölürler. Kalanlar ise deneyden panikle kaçmaya çalışırken sağa sola çarparak kendilerine zarar verir hatta boyunlarını kırarak can verirler.
Yaygın olarak kullanılan bir başka test ise hayvanın, üstünde denendiği maddenin ne kadarına maruz kalırsa zarar göreceğidir. Bu deneyde hayvanların tıraşlanmış bölgeleri yoğun miktarda kimyasala maruz bırakılır ve haftalar sonucunda ne kadar zarar göreceği ve ne zaman öleceği gözlenir. Kısaca sizin gözünüzde kalacak rimel kaç saten fazla kalırsa size zarar vermeye başlar sorusuna cevap bulabilmek için sayısız hayvan öldürülür. Aslında bakıldığında bu veriler fazla gereksiz ve abartıdır. Sonuçta kimse yaptığı günlük makyajıyla haftalarca gezmeyecektir fakat firmalar, siz ürünleri kullanıp talep ettikçe deneylerini yapmaya devam edeceklerdir.
Hamile kadınlar, çocuklar ve belli yaşın üzerindeki bireylere uygun olmadığı belirtilen yaş ibareli ürünler yine hamile ve bebek hayvanlar üzerinde test edilmekte ve testte kullanılan hamile hayvanlar daha doğmamış bebekleriyle birlikte ölmektedir.
Göze temas halinde bol suyla yıkayınız ve doktorunuza başvurunuz uyarısına herhalde denk gelmeyen yoktur. Veya yine yutulduğu taktirde derhal doktorunuza gitmeniz söylenen cümleler ve ardından yazan yan etkiler. Bu yan etkileri gözlemlemek ve sonrasında oluşabilecek komplikasyonları öğrenebilmek için yine deney hayvanlarından yararlanılır. Ürünler hayvanların gözlerine sürülür, saatlerce bekletilir, bahsi geçen rujlar rimeller eyelinerlar fondötenler zorla hayvana yedirilip yutturulur ve ne kadar oranda yerse kaç günde öleceği hesaplanır. Test süresi 1 aya kadar ve yutturulan madde hayvanın ağırlığının yarısına kadar çıkarılabilir. Size, bir tanıdığınıza veya evcil hayvanınıza zorla kilosunun yarısı kadar ruj yedirildiğini hayal edin. Bu zulmü yapan markanın kapısından içeri girmeye tenezzül eder miydiniz?
Hayal etmenize biraz yardımcı olayım. Birazdan izleyeceğiniz videodaki İngiliz aktivist, hayvanlara deney başlığı altında yapılan zulümleri metropolun ortasındaki bir mağaza vitrininde kendi üstünde uygulatarak gözler önüne serdi ve çevrenin tüm ilgisini üzerine çekmeyi başardı. İngiliz aktivistin yaptığı bu aktivizmin sonunda vitrinin önünden geçip video kaydı alanlara hayvan deneylerinin aynı bu şekilde yapıldığı anlatıldı ve çekilen video yayınlandıktan sonra bir hayli ses getirip gündem konusu oldu.
Tabii bu zulümler sadece kozmetiklerle şampuanlarla el kremleriyle bitmiyor. Sigara ve otomobil firmalarının yaptığı deneler de bunlardan farksız. Çoğu sigara markası zararı çok iyi bilinmesine rağmen hala sigaraları zorla kapalı kafeslerde tutulan hayvanlara solutarak vereceği zararı kaydetmeye devam ediyor. Bunun önüne geçmek için deney yapmayan sigara markalarını seçebilir, firmaları boykot edebilir veya kendinize ve hayvanlara daha fazla değer vererek sigarayı bırakmayı seçebilirsiniz. Deney yapmayan sigara markalarını aşağıda bulabilirsiniz. Otomobil firmaları ise bunlardan farksız. 21.yy.da dahi egzoz gazlarını esir tuttukları maymunlara solutup vereceği zararı gözlemlemeye devam ediyorlar. https://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/193786-almanya-da-otomotiv-sektoru-maymun-ve-insanlar-uzerinde-egzoz-deneyi-yapti
Veganların reçeteli ilaçların bir çoğunu kullanmayışının sebebi yine hayvan deneyleridir. Prospektüste yer alan yan etkilerin çoğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden sonra yazılır. Bizim kullanımımıza uygun hale getirilinceye kadar sayısız hayvan katledilir.
Sonuç olarak baktığımızda hayvanların katledilmesini önlemenin yolu çok da zor değil. Yapılan vahşetin farkında olmak, tercihlerimize mantık ve etik çerçevesinde yön vermek, sadece kendi zevkimizi değil bizimle beraber yaşamaya hakkı olan diğer canlıları da düşünmek ve elimizin uzandığı şekilde bilinçlendirme çalışmaları yapmak hatta bilgiyi yaymak dahi hayat kurtarmanın büyük bir adımı. Çevrenizdekilerin fikrini değiştirmek ve dünyanın acımasız düzenini değiştirmek, gerçekleri göz önüne sermek bizim elimizde. Yapılan bir yanlışlığın farkındaysanız susmayın, ses çıkarın, bilmeyenlere anlatın aktarın farkındalık yaratın. Çünkü susmak da suça ortak olmaktır. Biz savaşmaya ve etik olmayanın karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Herkes yanlışların farkına varıncaya, tüm hayvanlar özgür kalıncaya dek.
Zeynep Irmak Alpaslan.
[zombify_post]