1950’ler Rusya’sındayız. Moskova’nın soğuk sokaklarında, bir köpek yalnız başına dolaşıyor. Muhtemelen karnı aç, muhtemelen susuz, ve kesinlikle üşüyor. Sonra yanına birkaç adam geliyor; köpeği biraz inceliyorlar, ve “olur” diyorlar. Köpeği bir kafese koyuyorlar ve yeni hayatına başlayacağı laboratuvara götürüyorlar. Köpek tabi ki uzay araştırmalarında bir denek olarak kullanılacağını, ya da onu bekleyen günlerin ne kadar acı verici olacağını bilmiyor.
O dönemde Sovyetler Birliği, uzaya gönderdikleri ve yörüngeye oturan ilk roketin(Sputnik) topladığı büyük ilgiden sonra, bir sonraki aşamaya geçmek için hiç vakit kaybetmiyor. Bir sonraki aşama; uzaya, yörüngede dönecek bir canlı göndermek.
Sputnik 2, yani uzaya bir canlı götürecek olan roket için çalışmalara zaten başlanmıştı. Şimdi uzaya gidecek olan canlılar üzerinde çalışmalara başlanacaktı. Sokaktan yeni aldıkları köpeğe Laika adı verildi, ve diğer 2 köpekle birlikte eğitilmeye başlandı. Bu eğitimler, sıradan köpek eğitimleri değildi tabi ki. Basit komutları kısa zamanda öğrendikten sonra, bu göreve uygun hale getirilmeleri için çok yoğun bir eğitime tabi tutulacaklardı. Bu 3 köpek, yani Laika, Albina ve Mushka, artık sıradan sokak köpekleri değillerdi.
Uzaya gönderilecekleri rokette köpeklere ayrılan alan çok küçüktü. Onları bu oldukça dar alanda sakin kalmaya alıştırmak için haftalarca, git gide küçülen kafeslerde tuttular. En sonunda, artık neredeyse kendi boyutlarında olan bir kafesin içinde, haftalarca bekletildiler.
Köpekler artık daha önce dışarıda bulunduklarını, hatta “dışarı” diye bir şeyin var olduğunu dahi unutunca, bu eğitim tamamlanmıştı. Sıradaki eğitim ses ile ilgiliydi. Köpekleri uzaya gönderecek olan roket çok gürültülüydü, ve köpeklerin bu gürültüye alışmaları gerekiyordu. Onları kafeslere kapatıp günlerce roket gürültüsü dinlettiler. Köpeklerin çırpınması, çığlıklar atması ya da ağlaması kimsenin umurunda değildi. Bu aşama da tamamlanınca, sıra köpeklerin fiziksel özellikleriyle oynamaya geldi. Farklı ameliyatlar geçirdiler. Sonra, birden işlemleri hızlandırma kararı aldılar. Sputnik 2’nin özel bir güne yetiştirilmesi gerekiyordu. Bilim adamları, çözümü roketi sadeleştirmekte buldular. Görüyorsunuz ya, orijinal planda uzaya gönderilecek olan köpeğin geri dönüşü de planlanmıştı. Fakat süre kısıtlanınca, geri dönüş iptal edildi. Artık bu, tek yönlü bir yolculuk olacaktı. Bilim adamlarından biri “Bilinen birçok roket teknolojisi çıkartılmıştı. Bu 2. roket, ön tasarım, ya da herhangi bir tasarımdan yoksun hazırlanmıştı” dedi.
Uzaya göndermek için, eğitimlerinde gösterdiği başarı ve itaatten dolayı Laika’yı seçtiler. Çalışanlar Laika’yı seviyordu. Geri dönüşü iptal edilince üzülmüşlerdi. Ona Laika ismi verilmeden önce birçok isim takmışlardı. Bunlardan biri, küçük limon anlamına gelen Limonchik’di. Laika’nın eğitmenlerinden biri, Laika’yı fırlatma gününden 1 gün önce kendi evine götürdü. “Onun için güzel bir şey yapmak istedim. Çok az zamanı kalmıştı”. Laika gittiği evdeki çocuklarla vakit geçirdi, oyunlar oynadı. Sabaha karşı bu mutluluktan koparılacaktı.
Hazırlıklar tamamlandı, Laika kapsüle yerleştirildi, sadece oturup kalkmasına izin verilecek şekilde zincirlendi, ama fırlatılmadı. Birkaç arıza ortaya çıktı ve onların onarılması neredeyse 3 gün aldı. Laika o soğuk kapsülde 3 gün boyunca fırlatılmayı bekledi.
Fırlatma günü gelmişti. Herkes çok heyecanlı, Laika bir o kadar da korkuluydu. Yemeye eğitildiği jel mama ile birlikte, ısınmayı engellemek için bir fan, kapsüle yerleştirildi. Vücuduna bağlanan kablolar aracılığı ile nabzını görebiliyorlardı.
Fırlatma gerçekleşti. Motor gürültüsü, sarsıntı, ve ısınma. Laika, bu koca dünyada bir tane köpekti sadece. Şu an yaşadıklarını anlaması imkansızdı. Korkuyordu; git gide sıcaklıyordu; kalbi olması gerekenin 4 katı hızla atıyordu. Sonrasında işler biraz karışıyor. Yapılan ilk açıklamada Laika’nın yörüngede 1 hafta hayatta kaldığı, sonra planlandığı şekilde öldüğü söylenmişti. Yıllar geçtikçe yapılan açıklamalarda farklı iddialar var. Bir açıklamada; bilinçli olarak zehirlenen yemekle 1 hafta sonra acısız olarak öldüğü söylenmişti. Sonraları yapılan başka bir açıklamada; 1 hafta yörüngede döndükten sonra oksijensizlikten öldüğü söylenmişti. Fakat 46 yıl sonra gerçek, sonunda ortaya çıkmıştı. Laika uzaya gönderilirken, soğutma sistemlerinde arıza çıkmıştı. Kapsül ısısının 40 dereceyi geçtiği söyleniyor. Laika da bu yüksek sıcaklıktan ve girdiği stresten dolayı, fırlatılışından yaklaşık 6 saat sonra ölmüştü.
Laika’nın ölü bedeninin içinde bulunduğu roket, dünyanın etrafında 2.570 kez döndükten sonra atmosfere girip yanarak yok olmuştu. Laika’nın ölü bedeni, 5 ay boyunca etrafımızda dönmüştü. 5 ay boyunca hayal kırıklığı ile baktı bize yukarıdan.
Bilimadamlarından biri, “Zaman geçtikçe daha çok üzülüyorum” demiş. “Yapmamalıydık. Görevden, bir köpeğin ölümünü meşrulaştıracak kadar bilgi edinemedik.” Bu görev bilimsel olmaktan çok, sembolikti.
Bazı kaynaklara göre Sovyetler Birliği 1951 ile 1966 yılları arasında uzaya 71 kez köpek gönderdi. Bu 71 uçuşun 70’inde, köpeklerin hayatta kalma ve dünyaya dönme ihtimalleri vardı. 70 köpekten 16’sı öldü. 71. uçuş ise Laika’nın uçuşuydu. Geri dönüş ihtimali yoktu. Geri dönmesi için hiçbir şey yapılmamıştı ki. Laika, küçük bir kutunun içinde ölmek için gönderilmişti, öldü.
[zombify_post]