Birkaç güne kadar hakkında hiçbir fikrim olmadığı, eminim ki birçok veganın da ilk kez duyacağı bir hayvansal üründen bahsedeceğim. İsmi, castoreum, nam-ı diğer “kunduz yağı”. Belirtmekte fayda var, bu ürünle ilgili Türkçe kaynak yeteri kadar bulamadım, bu nedenle yabancı kaynaklardan alıntılayarak devam edeceğim. Bunun en önemli sebeplerden biri bu maddenin isminden de anlaşıldığı üzere kunduzlardan elde ediliyor oluşu ve şanslıyız ki, “kunduz avlama” ne ülkemizde ne de yakınımızda yapılan bir avcılık türü değil.
Castoreum (kunduz yağı) nedir?
Kunduzlar cinsel organları ve anüs bölgelerinin arasında bulunan keselerden sıvı bir madde üretmekteler. Castoreum adı verilen bu madde, kunduzlar tarafından kürklerini yağlamak ve bölgesini kokusuyla işaretlemek için kullanılır. Buradaki ilginç nokta, bu maddenin yaşayan bir kunduzdan veya çevreden hasat edilemiyor oluşu. Ancak kunduz öldükten sonra (biz ona öldürüldükten sonra diyelim) bu keseler vücuttan alınır ve kurutulabilir. Kurumuş kastor keselerinden ise çeşitli ürünlerde kullanılmak üzere kunduz yağı çıkarılır.
Castoreum (kunduz yağı) nerelerde kullanılır?
Öğrendiğim bir diğer ilginç nokta ise, kunduz yağının yüzyıllardır insanlar tarafından kullanılıyor oluşu (fakat haberimiz bile yok, değil mi?). Hemen hemen her sağlık sorunu için önemli bir ilaç olarak bilinmekte kunduz yağı. Dünyanın her yerinde kutu kutu satılan Aspirin ilacının önemli bileşenlerinden biri olan salisilik asit, kunduz yağında da bulunuyor. Ancak günümüzde artık kunduz yağı, çok spesifik ilaçlar hariç, ilaç sektöründe kullanılmamakta.
Kunduz yağının halen kullanılmakta olduğu ürünlerden bazıları parfüm ve diğer kozmetik ürünler. Evet, şaka değil, yüzünüze, vücudunuza sürdüğünüz ürünler bir kunduzdan geliyor olabilir. Tatlı, misk benzeri bir kokuya sahip olduğundan, bu tür ürünler için çok uygun bir seçenek olarak görülmekte. Nadir de olsa, kunduz yağı, içindekiler kısmında bir bileşen olarak bahsedilse de (Türkiye’de hiç denk gelmediğimi söylemeliyim, belki de gerçekten kullanılmadığı içindir.), isminin geçmiyor oluşu ürünün içinde olmadığı anlamına gelmiyor maalesef. “Parfüm” başlığı altında kunduz yağı bir koku verici olarak kullanılıyor olabilir.
Bu noktada “the green vegans” sayfasında okuduğum bir cümleden bahsetmek istiyorum. Cümlenin orijinali şu şekilde:
“Luckily, there are parfums and other cosmetics with a certified vegan logo and you can always message the producers to ask whether their product contains any animal products such as castoreum. “
Benim bu cümleden anladığım ise, bir ürünün vegan logosuna sahip olması bile bize kunduz yağı konusunda hiçbir bilgi vermiyor! Gerçekten şaşırtıcı bir durum çünkü kunduz yağı, hayvanlar ile doğrudan bağlantılı olan bir “hayvansal” ürün. Bana kalırsa, kunduz yağı içeren bir ürün vegan logosuna sahip olamamalı.
Not düşelim, bazı sigaralarda da kunduz yağı, aroma verici olarak kullanılabilmekte imiş.
Peki ya yediklerimizde kunduz yağı var mı?
İşin en çok merak edilen kısmına geldik. Neticede parfüm, kozmetik, sigara hayatımızın olmazsa olmazı değil. Peki ya yediklerimizde de kunduz yağı varsa?
Guardian’da paylaşılan bir yazıya göre (aşağıda linki mevcut), kunduz yağının gıdalarda kullanılması Amerika’da FDA onaylı. Kunduz yağının yiyeceklerdeki kullanımı Avrupa’da da maalesef yasal. Ve daha da kötüsü, hangi ürünlerde kullanıldığı belli de değil. Parfüm ve kozmetikte olana benzer bir şekilde, gıda da ise “doğal aroma verici” adı altında kunduz yağı kullanılıyor olabilir.
Bir arkadaşımın da dediği gibi, “Bundan sonra sana abur cubur yok!”
Okuduğuma göre, kunduz yağı çoğunlukla vanilya aroması için, fakat bunun yanısıra karamel ve çilek aroması için de bir alternatif. Buradaki önemli nokta, çok küçük miktarda kunduz yağı kullanarak, çok büyük miktarlarda bu aromaları elde edebiliyor oluşunuz. Bu da beni bir endüstri mühendisi olarak, işin endüstriyel boyutuna sürüklüyor.
Kunduz yağının yiyeceğinizde bulunma şansı nedir?
Benimkisi sadece ufak bir mantık yürütme olacak. Daha önce belirttiğim gibi, kunduz yağını elde etmek için önce kunduz hayvanına erişebiliyor olmanız lazım (ya da satın alabilirsiniz ancak bu maliyetleri iki katına çıkaracaktır). Kunduzların halihazırda yaşadığı alanlar, Kuzey Amerika veya Kanada bölgeleri. Buralarda ise kunduz avcılığının yapılıyor olmasının sebebi kunduzun yağı değil, kunduzun kürkü. Yani, kunduz avlayan insanlar kunduz yağını bir ek gelir olarak Amerika ve Avrupa kıtalarındaki ülkelere satmakta.
Buradaki asıl nokta kunduz yağı olmadığı için, kunduz yağı fazlasıyla maliyetli bir yağ ve bu maliyeti arttıran bir diğer faktör ise her yerde üretilemiyor oluşu. Kendinizi Avrupa’da gıda sektöründe tutunmaya çalışan bir şirketin başındaki biri gibi düşünün. Aroma verici olarak meyve veya bitki kullanabilecekken, neden kunduz yağını Kanada’dan getirtmek ile uğraşasınız ki?
Tabi, eğer sattığınız ürün yüzlük banknotları içeriyorsa, kunduz yağını kullanmaktan çekinmeyebilirsiniz. Demek istediğim, parfümlerde ve kozmetik ürünlerde, özellikle üst seviye dediğimiz markalarda, evet, kunduz yağı kullanılıyor olabilir. Dikkat, vegan logosu olsa bile!
Yazıyı bitirmeden ufak notumu da düşeyim. Kunduz yağı ingilizce karşılığında “castor oil” olarak geçiyor. Ancak “castor oil” aynı zamanda hint yağı olarak geçen ve hint yağı bitkisinden (ricinus communis plant) elde edilen bir yağ, aklınızda bulunsun
Kaynaklar:
http://thegreenvegans.com/what-is-castoreum/
[zombify_post]